87 yaşındaki Nasuh Yücel, geçmişten günümüze uzanan bir el sanatları geleneğini sürdüren nadir ustalardan biri. Türkiye'nin küçük bir köyünde yaşayan Yücel, 70 yılı aşkın süredir yaptığı el emeği eserler ile hem yerel hem de ulusal düzeyde dikkatleri üzerine çekiyor. Geleneksel el sanatlarının hızla unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde, Yücel’in hikayesi, genç nesillere ilham vermekle kalmayıp aynı zamanda bir kültürel mirası yaşatma çabasını da simgeliyor.
Nasuh Yücel, küçük yaşlardan itibaren büyükbabası ve babası sayesinde el sanatlarına merak saldı. Aile geleneği olarak sürdürülen bu meslek, onun zamanla en büyük tutkusu haline geldi. Genç yaşta başladığı bu yolculuk, ona birçok zorlukla başa çıkmanın, sabretmenin ve özverinin değerini öğretti. Yücel, yıllar içinde farklı teknikleri öğrenerek kendini geliştirdi ve ortaya çıkardığı eserlerle halk arasında tanınan bir usta haline geldi.
Yücel, el emeğiyle ürettiği eserlerin sadece birer nesne değil, duygularını ve anılarını yansıtan birer sanat eseri olduğunu vurguluyor. Her bir parça, ona göre bir hikaye anlatıyor. “Her çalışmamda bir zaman dilimi ve kültür taşıyorum. Bu ellerimle geçmişin izlerini geleceğe aktarıyorum,” diyor Yücel. Onun için el emeği, sadece bir iş değil, köklerden gelen güçlü bir bağlılık ve gelecek nesiller için taşıdığı sorumluluk demek.
Yücel, kendi tecrübelerini paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyor. Yerel okullarda ve sosyal projelerde gençlerle bir araya gelerek, onlara el sanatlarının inceliklerini öğretmeye çalışıyor. “Küçük çocukların parmaklarında hayal güçleri var. Onların hayallerinin gerçeğe dönüşmesine yardım etmek en büyük arzum,” diyor. Gözleri parlayan gençlerin gözlerinde, geçmişle geleceği birleştiren birer köprü kuruyor olduğunu görmek, onun için her şeyin önünde geliyor.
Yücel, aynı zamanda kendi atölyesinde düzenlediği etkinlikler ile el sanatlarını yaşatmaya çalışan diğer ustalara da destek veriyor. Uzmanlık alanı olan dokuma, ahşap oymacılığı ve seramik sanatında gençlere çeşitli teknikler hakkında bilgi veriyor. Böylece, el sanatlarının sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunun altını çiziyor. Yücel, “Evet, bu bir iş ama aynı zamanda bir aşk. Bu aşkı yeni nesillere aktararak devam ettirmek en büyük hedefim,” ifadelerini kullanıyor.
Hem yerel halk hem de şehir dışından gelen sanatseverler, Yücel’in eserlerine büyük ilgi gösteriyor. Onun eserleri, estetik değerinin yanı sıra duygusal derinliği ile de öne çıkıyor. Yücel’in elinden çıkan her bir obje, izleyicilere eski zamanların ruhunu taşıma vazifesini üstleniyor. Sanatseverler, bu eserleri sadece birer nesne olarak görmüyor, aynı zamanda kültürel birer simge olarak da değerlendiriyor.
87 yaşında olmasına rağmen Yücel’in enerjisi ve tutkusunun hâlâ yerinde olması, onu çevresindekiler için bir örnek haline getiriyor. “Yaş her zaman bir engel değildir. Asıl önemlisi, neyi sevdiğindir. Ben sevdiklerimle, kaptanlık yaptığım bu el sanatları dünyasında, her gün yeni bir şeyler öğreniyorum,” diye ekliyor. Bu sözler, onun ne denli derin bir hayat felsefesine sahip olduğunu gösteriyor.
El sanatlarının unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde Nasuh Yücel’in hikayesi, sadece bir başarı hikayesinden ibaret değil; aynı zamanda kültürel mirası yaşatma çabasının sembolü. Yücel’in çabaları, genç nesillerin köklerine sahip çıkarak kendi miraslarını geliştirmeleri için bir ilham kaynağı olmaya devam edecek. Herkesin bir hayali, bir tutkusu olmalı. Nasuh Yücel, gerek el sanatları gerekse yaşam felsefesi ile bunu bize en güzel şekilde öğreten isimlerden biri olarak yücelmeye devam ediyor.