Son günlerde Türkiye'nin iki farklı ilinde düzenlenen kapsamlı operasyonlar sonucunda çok sayıda düzensiz göçmen yakalandı. Ülkemizdeki göçmen akını ve sınırı geçmeye çalışan kişilerin sayısındaki artış dikkat çekiyor. Yerel emniyet teşkilatları, uluslararası göçmen kaçakçılığına karşı sıkı bir mücadele yürütüyor ve yakalanan göçmenlerin durumu ise sosyal medyada gündem olmaya devam ediyor. Bu operasyonlar, devletin göçmenlik politikasını ve sınır güvenliğini nasıl etkilediğine dair birçok soruyu da beraberinde getiriyor.
İlk olarak, İzmir ve Antalya illerinde gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili detaylar ortaya çıktı. İzmir’in sahil bölgelerinde, güvenlik güçleri farklı adreslere yönelik yapılan baskınlarda toplam 200’den fazla düzensiz göçmeni yakaladı. Göçmenlerin çoğunun Suriye, Afganistan ve Pakistan kökenli olduğu ifade edildi. İkinci il olan Antalya’da ise, turistik bölgelerde yapılan denetimlerde yüklü bir şekilde deniz yoluyla Türkiye’ye ulaşmaya çalışan 150 düzensiz göçmen yakalandı. Her iki operasyonda da kaçakçılık ringleriyle bağlantılı olan kişilerin gözaltına alındığı bildirildi.
Yakalanan düzensiz göçmenler, geldikleri ülkelerden bir süre önce ayrıldıklarını ve daha güvenli bölgeler aradıklarını sonraki süreçte Türkiye’ye ulaşma çabalarının zorluğuna değindiler. Göçmenler, yaşam koşullarının zorluğunu ve yaşadıkları maceraları anlattılar. Yerel otoriteler, göçmenlerin sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtirken, insan hakları aktivistleri ise bu durumun gözlemlenmesi gerektiğinin altını çizdiler. Özellikle COVID-19 pandemisi sonrası, sınır güvenliğinin sıkılaşması ve göçmen kabul şartlarındaki değişim, düzensiz göçmenler için büyük zorluklar oluşturuyor.
Klangle, İkili anlaşmaların ve göçmen kabul politikalarının nasıl şekilleneceği, ileriki tarihlerde Türkiye’nin göçmen politikalarını etkileyecek en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Uzmanlar, bu tür operasyonların artarak devam edeceğini ve göçmen sayısındaki artışın önlenmesi için uluslararası işbirliğinin zorunlu hale geldiğini vurguluyor. Bu tür operasyonların Türkiye’nin uluslararası göç politikası ve insan hakları konularında nasıl bir etki yaratacağının yanı sıra, ilerideki sosyal ekonomik dengeyi de nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Sonuç olarak, düzensiz göçmenlerle ilgili yaşanan bu olaylar hem ulusal hem de uluslararası boyutta yankı uyandırmaya devam ediyor. Türkiye’nin bu konudaki tutumu ve uluslararası alanda nasıl bir strateji izleyeceği, önümüzdeki günlerde göç ve insan hakları konularında önemli bir tartışma konusu olacak gibi görünüyor.