Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Sakarya'nın Hendek ilçesinde 23 Nisan 1920'de kurularak Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi haline gelmiştir. Bu yıl, TBMM'nin 105. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Bu tarihi kurum, sadece bir yasama organı değil, aynı zamanda tüm Türk halkının iradesini temsil eden bir yapı olarak da işlevini sürdürüyor. Türk demokrasisi açısından son derece önemli olan TBMM, kuruluşundan bu yana birçok kritik aşama ve mücadele ile dolu bir yolculuk geçirmiştir.

TBMM’nin Kuruluşu ve İlk Yılları

TBMM, Kurtuluş Savaşı'nın en zorlu günlerinde, ülkenin her köşesinden gelen temsilcilerin bir araya gelmesiyle kuruldu. Atatürk'ün liderliğinde oluşturulan bu Meclis, işgale uğramış bir ülkenin bağımsızlık mücadelesinin temellerini atmıştır. İlk meclis 16 Eylül 1920'de açıldı ve burada alınan kararlar, Türk milletinin kaderini değiştirdi. TBMM’nin ilk yıllarında, ülkenin tüm sorunlarına çözüm bulmak amacıyla birçok yasa ve reform geliştirilmiştir. Bu dönemde kabul edilen yasalar, Cumhuriyet’in temellerini sağlamlaştırırken, Türk toplumu için büyük bir dönüşüm sürecini de başlattı.

TBMM, kuruluş yıllarında yaşadığı zorlukların yanı sıra, birçok yenilikçi adım atarak ülkenin modernleşmesine katkıda bulunmuştur. Eğitim, hukuk ve sosyal politikalar gibi alanlarda gerçekleştirilen reformlar, TBMM’nin etkinliğinin ve öneminin altını çizmektedir. Ayrıca Meclis, Türk kadınına verilen haklar da dahil olmak üzere, toplumsal cinsiyet eşitliği konularında da önemli adımlar atmıştır. Bu bağlamda, TBMM’nin kadın milletvekilleri, Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra seçilerek, Türk kadınının toplumsal hayattaki yerini güçlendirmiştir.

TBMM’nin Günümüzdeki Rolü ve Gelecek Vizyonu

Günümüzde TBMM, sadece yasaları çıkaran bir organ olmanın ötesinde, Türk demokrasisinin ve hukukun üstünlüğünün savunucusu olma görevini üstlenmektedir. 105 yıllık tarihi boyunca, birçok siyasi parti ve ideolojinin temsil edildiği bu kurum, demokrasinin en önemli temellerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. TBMM’nin önemi, yalnızca yasama yetkisiyle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda ulusal meselelerde özgür tartışma ve karar alma mekanizması olarak da öne çıkmaktadır.

Bugünkü TBMM, dijitalleşme süreci ile birlikte kendini yenileyen bir yapı haline gelmiştir. Yasama sürecinin dijital platformlarda yürütülmesi, halkın Milletvekillerine daha kolay ulaşabilmesi sağlarken, şeffaflık ve hesap verebilirlik hedeflerini de pekiştirmiştir. TBMM, sosyal medyanın da etkisiyle, seçmenleriyle daha yakın bir ilişki kurmakta ve kamuoyunun görüşlerini daha etkin bir şekilde yansıtmaktadır. Ayrıca, birçok genç ve dinamik milletvekilinin Meclis’e girmesi, TBMM’nin gelecekteki yönelimlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 105 yıllık tarihindeki deneyimleri ile Türk toplumunun ve demokrasi kültürünün gelişimine katkıda bulunmaya devam edecektir. Geçmişten aldığı güçle, geleceğe yönelik vizyonu ile Türk milletini en iyi şekilde temsil etme misyonunu sürdürmektedir. 23 Nisan, sadece bir kuruluş günü değil, aynı zamanda Türk milletinin iradesinin simgesi olarak her yıl büyük bir coşkuyla kutlanmaya devam edecektir. TBMM'nin bu anlamlı gününde, millet olarak geçmişimizi hatırlarken, aynı zamanda geleceğimize dair umutlarımızı da tazeliyoruz.