Trabzon'un sakin bir mahallesinde meydana gelen korkunç cacina, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Şehir merkezindeki bir apartmandan gerçekleşen trajik olayda, şüpheli M.A.'nın balkondan tırmanarak girdiği dairede, genç kadın Sinem'i öldürdüğü bildirildi. Geride bıraktığı korkunç olay sonrası, şüphelinin saçlarını kazıtması dikkat çekti. Bu yaşananlar, toplumda büyük bir infial yarattı ve kadına yönelik şiddet konusunu da yeniden gündeme taşıdı.
Olay, Trabzon'un Büyükkent Mahallesi'nde akşam saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 25 yaşındaki Sinem, evinde yalnızken, eski erkek arkadaşı olan M.A., balkondan tırmanarak daireye girdi. İkili arasında yaşanan tartışmanın ardından M.A., bıçakla Sinem'i birkaç kez yaraladı. Genç kadın, olay yerinde ağır yaralı olarak bulundu ve hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamadı. Olay sonrası M.A. hızla kaçsa da, yapılan ihbar neticesinde yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli, sorgusunda Sinem ile arasındaki eski ilişkiyi bahane olarak göstererek cinayeti 'anlık bir sinir hali' ile işlediğini öne sürdü.
Bu gruesome cinayet, sadece aile ve arkadaş çevresinde değil, tüm Trabzon’da derin bir üzüntü ve öfkeye neden oldu. Kadına yönelik şiddet vakalarındaki artış, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Kullanıcılar, olayın aydınlatılması ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için yetkililerin gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguladı. Birçok kadın aktivisti, kentte kadına yönelik şiddete karşı daha etkili tedbirlerin alınması ve bu konudaki yasa boşluklarının kapatılması için yapılan çağrılara destek verdi.
Şehirdeki birçok sivil toplum kuruluşu, olayın ardından düzenlenecek olan yürüyüşler ve etkinliklerle dikkatlerin buraya çekileceğini duyurdu. vatandaşların katılımıyla gerçekleştirilecek olan bu etkinliklerin yine kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık yaratma amacı taşıdığı belirtildi. Trabzon halkı, Sinem’in ölümüyle bir kez daha kadına yönelik şiddetin önlenmesi yönündeki çağrılara destek vermek için birleşti.
Artık, kadına şiddet konusunun, yalnızca istatistiklerde kalan bir mesele olmaktan çıkıp, toplumsal bir sorun haline gelmesi gerektiği herkes tarafından dile getiriliyor. Olayın ardından birçok kişi, "Sinem’in sesi olmalıyız!" şeklinde yorumlar yaparak bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına seslerini duyurmak gerektiğini ifade etti.
Olayın ardından gözaltındaki M.A.'nın, ruhsal olarak da sorunları olduğu yönündeki iddialar gündeme gelmeye başladı. Psikiyatristler, bu tür bir vaka ile karşılaştıklarında genellikle kişinin geçmişinde travmalar ya da başka psikolojik sorunlar barındırdığını belirtiyorlar. Fakat, Sinem’in ailesi bu durumu kesinlikle kabul etmediklerinin altını çizerek, "Hiçbir neden böyle bir cinayeti haklı gösteremez" açıklamasında bulundu.
Trabzon'daki bu korkunç cinayet, kadına yönelik şiddet konusunda yine acı bir gerçeği daha gözler önüne serdi. Çocuk yaşta başlayan istismarlar ve daha sonra tepkiye dönüşen ilişkiler, Türkiye'nin bu sorunu köklü bir şekilde ele almadıkça, maalesef devam edeceği korkusunu hissettiriyor. Sinem’in ölümünün ardından yapılan protestolar, aslında toplumsal bir uyanışın ve kadınların haklarını koruma mücadelesinin da bir başlangıcı olabilir. Adaletin bir an önce yerini bulması, Sinem’in ailesi ve tüm toplumun isteği.
Olayın ardından, Trabzon’daki diğer kadınlar da kendilerini güvende hissetmediklerini vurgulayarak, yetkililerin daha fazla güvenlik tedbiri alması gerektiğine dikkat çekiyor. Kadına yönelik şiddetle ilgili yürütülen cinsiyet eşitliği mücadelesinin, artık sadece kadınların değil, tüm toplumun gündeminde yer alması gerektiği düşünülüyor. Bu üzücü olay, toplumun kaderini belirleyecek bir dönüşümün habercisi olabilir; ancak bu dönüşüm için, herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması şart.